SAYIN İNEK ARKADAŞLAR...

Hala hobi olarak kitap okumayı başarabilen halk arasında 'inek'te denen arkadaşlaradır...


Yaygın anlayışın aksine- ne kadar yaygın olduğu su götürür tabii- kitabın ne fena bir şey olduğunu anlamaya çalışalım biraz. Kitap en iyi arkadaş mıdır? Palavra! Etrafımızda bu kadar iyi arkadaşlarımız varken- iş çevresinden, okuldan, eh pek kalmadı artık ama yaşadığımız mahalleden, hadi semt diyelim daha kibar olsun, oradan, buradan, şuradan- kitaplara kimin ihtiyacı var ki? Hem kitaplar insan arkadaşlarımız kadar becerikli de değillerdir öyle. Bırakın eni konu hacimli güzel kuyular kazabilmeyi, hani kötü konuşmuyormuş yeri gelse yüzünüze de söylermiş havasıyla iki çift lakırdı bile edemezler arkanızdan. Ben ne anladım bu işten? Böyle arkadaş mı olur? Ne kadar tek taraflı bir ilişki. Siz okuyacaksınız, o orada durup içinde ne varsa size dökecek başka da bir şey yapmayacak. Nerede o yoğurdun bolluğu? Bir kere didişme ve rekabet zevkinizi alacak elinizden! Sonra – bu nasıl arkadaş ise böyle- hiçbir olumsuzluk yaratmayarak kendinizi güvende hissetmenizi sağlayacak, sonra da savunma mekanizmanızı zayıflatacak. Yok öyle yağma! Seneca söylemiş galiba, yok efendim kitapsız yaşamak kör, sağır, dilsiz yaşamakmış. Yalan! Bir kere akıl var mantık var, kitap okumayan insanın görme olasılıkları - evet biçimleri biraz sığdır ama- daha çeşitlidir. Bir kere bu insanlar çok daha fazla televizyon seyredebilirler. Televizyon seyretmek demek, en popüler sanatçı!ları görmek, en koyu renk takım elbiseli ve de en kravatlı adamların üçünün beşinin bir araya gelip tartıştığı ekonomi siyaset programlarını takip etme şansını yakalamak demektir. Bu müstesna kişilerin konuşmalarından araklanılacak cümlelerle pekala her konuda fikir oluşturulabilir. Neymiş insanın kendi fikri olmalıymış. Bırakınız rica ederim. Fikir fikirdir. Şimdi kendi kişisel yaklaşımınızı oluşturmak için seksen tane kitap okuyup zaman kaybetmeye değer mi şu ölümlü dünyada? Kaldı ki seksen kitabı okuyacağınız zaman diliminde onlarca mahalle, mafya ve de feodal yapıya mercek tutan kırsal kesim dizisi seyredebilir, dünyanın hiçbir yerinde eşi benzeri bulunmayan yetenek yarışmaları izleyebilirsiniz. Yine dünyanın sayılı grotesk spor yorumcuları da ulusal kanallarımızdan bizlere seslenmektedir, biraz kıymet biliniz! Hiç duymadığınız deyimlerle spor olanlarını ve olmayanlarını- bunlar en fazla farazalar üzerine konuşurlar nedense- yorumlayarak sporla iç içe olmanızı sağlamakla kalmaz, bir taraftan da postmodern ve inanılmaz yaratıcı yaklaşımları ile özellikle teşbih sanatında çığır açarak, fit ve sağlıklı olmanızı sağlamanın yanında- tabii sporu yapmak gerekmez fayda sağlamak için, geyiklerini dinlemek yeterlidir, hatta daha bile iyidir, kalbinizi yormaz- aynı zamanda edebi anlamda da kendinizi geliştirmenize katkıda bulunurlar (bkz. Ek iş olarak toptan zerzevat alım satımı da yapan ödüllü spor yorumcusu pek sayın E.T.’nin şut çekilen topu tutamayan kaleciyi, tencereden çıplak elle dolma alan bir adama benzeterek halkın idrak sınırlarını zorlaması epizodu- hayır, ne yazık ki kendisinin hangi akla hizmet ettiği konusunda kayıtlı bilgi bulunmamaktadır!). Seneca da alem adammış canım, ne demişti bir de? Sağır yaşamakmış da dilsiz yaşamakmış kitap okumamak. Hadi televizyonda dinlediğin bin bir güzel şarkıyı, türküyü- hepsi birbirine mi benziyor, olsun ne zararı var?-, akıl dolu konuşmaları bir tarafa bırak, bir kere kitap okumayan adamların bol bol hasbıhal edecek vakitleri olur. Karşı çıkan beri gelsin. Daima herkesin hakkında daha çok bilgi alışverişinde bulunma imkanına sahip olduklarından da - dedikodu da denir bileceksiniz-, mütemadiyen bilgi ile dolarlar. Tüm kitap okuyanları zaten imrendirmekte olan o harikulade kelime dağarcıklarına hep – kulak dolgunluğu ile ne olmuş yani?- en yeni kelimeleri katarlar -ey kitap okuyanlar, ağzınızın kenarından akan suları silmek için yanınızda oturan arkadaşınızdan kağıt mendil isteyiniz. Sildiniz mi? Evet, ne diyorduk? Kelime dağarcığı değil mi? Şimdi efendim bu kitap okumayan aklıselimin dağarcığına yeni kelimeler eklenirken aynı miktarda eski kelime derhal hafızadan silinir- akılları FIFO (First In First Out- İlk Giren İlk Çıkar), LIFO (Last In First Out- Son Giren İlk Çıkar) gibi stok maliyeti hesaplama yöntemleri tadında çalışır anlayacağınız (Erken Gelen Oturur ile karıştırmayalım lütfen, yöntemler arasındaki bağlantı uzak bir tınısal çağrışımdan ibarettir)-, velhasıl gelenler bir şekilde çekip giderler. Aman bu ne fonksiyonellik, ne pratik bir yaklaşım, gel de imrenme.
Yani üç beş cümlede bir kullandığın bir kelime değilse ne tutacaksın aklında, hamallık vallahi! Bu kelime sirkülasyonunun ne yararı mı var? Hazne bir yandan dolup diğer yandan boşaldığı için ağırlık yapmaz bir defa, dağarcık daima bin kelime civarında seyreder, akıllar karışmaz, herkesle zorlanmadan iletişim kurulabilir. Bu durumun sayısız avantajları vardır. Bu binlik deste içinden seçip kullandığınız kelimelerle konuştuğunuzda, bakkalınız verdiğiniz siparişi daha iyi anlar örneğin. Gittiğiniz lokantada gerçekten ısmarladığınız yemeği yeme şansınız daha yüksektir. Dahası saatlerinizi ve günlerinizi harcayarak uğraşıp telefonla bağlandığınız radyo ve televizyon programlarının sunucuları ile- onların da dağarcıkları sizinki kadar fonksiyonel olduğu için- çok daha kolay anlaşabilirsiniz. Daha ne istiyorsunuz? Hiç çaba sarf etmeden, sadece kitap okumayarak elde ettiklerinize bir bakınız. Bunlar da mı yetmiyor? Siz iflah olmazsınız. Sizi dik kafalılar! Başınızı kitaplara gömünüz. Okuyunuz! Okudukça ne kadar az bildiğinizin farkına varınız. Varınız ki olanca huzurunuz kaçsın! Herkes keyifli(!) sohbetler yaparken, siz Sting’in ruh hallerine dolanıp kendinizi hep An Englishman in Newyork misali alien gibi hissediniz. Okumayınca nefesiniz mi daralıyor? Herhalde gün be gün yıpranıp yalnızlaşmanızdan iyidir. Bizden uyarması. Hem merak etmeyin, okumayı bırakın geçer, bir şeyciğiniz kalmaz, kuvvetle muhtemel psikolojiktir. Pes doğrusu. Hala okuyacağım diyorsanız o zaman başınıza geleceklerden sorumlu değiliz hiçbirimiz. Biz bir kez daha düşünmenizi öneririz ama, yine de siz bilirsiniz!


ALINTIDIR...

yha bras okudum gsl ama yha bunu araştırmana bile gereqh yoqhtu bnce!!

Yaw 80 kişiyide olsa bu hastalıktan kurtarmak için okadar araştırma yapıyom nie araştırmIYIM ANLAMADIM

olm sn kendin için kitap seçememişsin weriim eline agatha christe yada şarlok holms bak nası gömülüon

ABİ TOPRAA GÖMÜLÜRÜM KİTABA GÖMÜLMEM:lol:

bu gidişle sni bn gömecem

.Şimdi kitabına göre deişir ama bence %99.9'u dandik iğrenç vb.

o geri kalan pay polisiye olsun bak nası okuyon

Olabilir denemek laazım ama onun içinde cesaret kap bana bi ekstazi(yazılışını bilmiom:oops: )ööle...

Pc_KO_pat demiş ki:

o geri kalan pay polisiye olsun bak nası okuyon

Hade len şahsen ben fantastik kitapları daha çok sewiom

extasy canım extasy

Pc_KO_pat demiş ki:

extasy canım extasy

ne hava atıon olm! kokayin ekstazi eroyin,goldın diıth ............

bnada bi çay söle soora kola fanta gazoz

Pc_KO_pat demiş ki:

bnada bi çay söle soora kola fanta gazoz

çilekli soda,meeve suyu,aspiin

anfitamin morfin narkoz serum bide meeve suyu diye yazılmaz meyve suyusu

SÜT,NESQUİK,milupa

danino babymix

cin,vodka,viski

yeni rakı,tekel birası,villa doluca

öküzgözü(şarap),martini,sambuca

öküzgözünün şarap olduunu blmiodk ztn aydınklattın/şampanya,saki

gusta,istablue,absolut,mariachi,.........vs ..vs hee bide milupa aptamil

respect and peace demiş ki:

gusta,istablue,absolut,mariachi,.........vs ..vs hee bide milupa aptamil

BİSEN EKSİKTİN BU KONUDA BİDE MAYDONOS OLMASAN :p

bravo süper yavrum benim beeeeeeeaa (1 cümlesini okumadım)